....................
Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar
Çok yabancı soluk duyulur bazı
Bilinmez bir dilin ıslığından
Anla ki yine sıkıldı bizim konsolosluklardaki konuklar
Öyle deme Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
Bu kadar insanın neden Ankara'yı bu denli çok sevdiğini anlamadan
Ankara'da yaşamak.
.....................
Yılmaz ERDOĞAN
Fotoğraf: Ankara/Çankaya 08
28 Ocak 2010 Perşembe
24 Ocak 2010 Pazar
YAĞMUR
Kimselere yağmıyor bu yağmur
Gençlik anılarından başka
Kimseler bilmiyor, ıslanmıyor hiç kimse
Yalnızca uzak denizleri çağırıyor
Hangi mevsime yakışır acaba
Baharlara.. kışa uygun değil
Yazın gözyaşı gibi çabuk kurur
Kesinlikle gündüz yağmalı ama
Her damlası bir geceyi bir daha dokur
Bir ıslık sesidir yağmur, bir uyarı
Hayat gibi vazgeçilmez yine senindir
Bundan sonra ne değişir aşkım, sonsuzum
Yağmur bir başka düşün eşiğindedir
Özer ARABUL
Fotoğraf: Sivrihisar 08
19 Ocak 2010 Salı
ŞAFAK
17 Ocak 2010 Pazar
ISLANMIŞSIN
Gir içeri sevdiğim, ıslanmışsın
Gidenleri yolcu etmiş
Kendini yarılamışsın
Saatin bu yüzden mi durdu
Bunun için mi
Katmerli güller içinde
Bir diken gibi yalnızsın
..............
Gir içeri sevdiğim, ıslanmışsın
Seni kucaklayıp yatırayım
Bir bardak tarçınlı ıhlamur, ballı
Kurutulmuş elmayla
İyi gelir
Yürek algınlığına
Sonra da uyumalısın
Kapattım kapıyı.
Özer ARABUL
Fotoğraf: Afyon 07
15 Ocak 2010 Cuma
TUNA'DAN KADIKÖY'E
Gökte bulut yok
Söğütler yağmurlu
Tuna'ya rastladım
Akıyor çamurlu çamurlu
Hey Hikmet'in oğlu, Hikmet'in oğlu
Tuna'nın suyu olaydın
Karaorman'dan geleydin
Karadeniz'e döküleydin
Mavileşeydin mavileşeydin mavileşeydin
Geçeydin Boğaziçi'nden
Başında İstanbul havası
Çarpaydın Kadıköy iskelesine
Çarpaydın çırpınaydın
Vapura binerken Memet'le anası.
Nazım HİKMET
Fotoğraf: İstanbul/Kadıköy 06
Söğütler yağmurlu
Tuna'ya rastladım
Akıyor çamurlu çamurlu
Hey Hikmet'in oğlu, Hikmet'in oğlu
Tuna'nın suyu olaydın
Karaorman'dan geleydin
Karadeniz'e döküleydin
Mavileşeydin mavileşeydin mavileşeydin
Geçeydin Boğaziçi'nden
Başında İstanbul havası
Çarpaydın Kadıköy iskelesine
Çarpaydın çırpınaydın
Vapura binerken Memet'le anası.
Nazım HİKMET
Fotoğraf: İstanbul/Kadıköy 06
13 Ocak 2010 Çarşamba
ÇOCUKLAR
Çarşılarda birşey
Biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı
Kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar
Hep de tenha saatleri seçerler
Sonra yavaş bir sesle
Çocuk için hasta kaç gündür yemiyor
Biraz et biraz meyve isterler
Sevdiği bir reçeli gün aşırı yalnız ona
Kaşıklarla beraber büyük bir üzüntü
Uykularda bile bitiyorsa
Yağların şekerlerin çayların
Annelere düşündürdüğü
İnsanlara,tezgahlara,kağıtlara kolaydı
Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı
Behçet NECATİGİL
Fotoğraf: Ankara Kalesi/07
11 Ocak 2010 Pazartesi
BOĞAZ GEZİNTİSİ
".............
Vapurlar değil Boğaz'dan geçen:
Boğaz'dan yalılar geçiyor
Toplamış sulardan eteklerini,
Odasına çekilen bir saraylı gibi
Yalılar gelmeyen âlemlerine gidiyor
Bırakıp bu sessiz gecelerini.
..............
Bugün biz değiliz bakan yalılara;
Yalılar boynu eğik bize bakıyor.
Biz değiliz sarkan hatıralara
Göğüs gerip dalgalara.
Yalılar bir hayal için denize sarkıyor
Yalılar bize bakıyor, denize bakıyor.
............."
Özdemir ASAF
Fotoğraf: İstanbul 06
Vapurlar değil Boğaz'dan geçen:
Boğaz'dan yalılar geçiyor
Toplamış sulardan eteklerini,
Odasına çekilen bir saraylı gibi
Yalılar gelmeyen âlemlerine gidiyor
Bırakıp bu sessiz gecelerini.
..............
Bugün biz değiliz bakan yalılara;
Yalılar boynu eğik bize bakıyor.
Biz değiliz sarkan hatıralara
Göğüs gerip dalgalara.
Yalılar bir hayal için denize sarkıyor
Yalılar bize bakıyor, denize bakıyor.
............."
Özdemir ASAF
Fotoğraf: İstanbul 06
8 Ocak 2010 Cuma
AĞAÇ
Bir tepede açmadan başını ağaç
Aykuşağı gecenin içinde sesi
Bir salkım kuştur sonbahar onda
O ağaç mıydı ilk ateş düştüğünde
Sıyrılır sıyrılmaz gövdesinden
Başsız ve sonsuz bir ırmak
Çarpa çarpa döven kıyılarını
Bir yerlerden akıyor şimdi içime
Yüreğim ona göre biçildi
Özer ARABUL
Fotoğraf: Ankara/Ulus 2010
7 Ocak 2010 Perşembe
KIŞ
..................
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram...
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır - tek, tenha - bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.
Ahmet Muhip DRANAS
Fotoğraf: Ankara/Gölbaşı 08
5 Ocak 2010 Salı
SICAK BİR KIŞ
".............
Ellerin nasıl da üşüyor, bozacının
Karlı sesi doluyorken odamıza
Hava gittikçe kirleniyor bu kentte
Ve aralıksız kar yağıyor kar yağıyor
Kar ayrılık hüznüdür ve ne çok
Ayrılıklar yaşandı şu son birkaç yılda
Yurdundan ayrılanları düşünüyorum ve birisi
Özledim diyor, ülkemin kar kokusunu da özledim
..............
Yaşandı mı o sıcak kış, yaşlandık mı
Aynalara bakmaya vakit bulamadık
Dönüp dönüp birbirimize bakmalardan
Yaşandı mı o sımsıcak kış, ne dersin"
Ahmet TELLİ
Fotoğraf: Ankara 09
Ellerin nasıl da üşüyor, bozacının
Karlı sesi doluyorken odamıza
Hava gittikçe kirleniyor bu kentte
Ve aralıksız kar yağıyor kar yağıyor
Kar ayrılık hüznüdür ve ne çok
Ayrılıklar yaşandı şu son birkaç yılda
Yurdundan ayrılanları düşünüyorum ve birisi
Özledim diyor, ülkemin kar kokusunu da özledim
..............
Yaşandı mı o sıcak kış, yaşlandık mı
Aynalara bakmaya vakit bulamadık
Dönüp dönüp birbirimize bakmalardan
Yaşandı mı o sımsıcak kış, ne dersin"
Ahmet TELLİ
Fotoğraf: Ankara 09
4 Ocak 2010 Pazartesi
GELİNCİK
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde.
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
Fotoğraf: İzmir-Antalya karayolu 09
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde.
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
Fotoğraf: İzmir-Antalya karayolu 09
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)