Bir akşam getir bana,  Bütün akşamlardan farklı  Hançerle güneşi batır deniz kan rengi olsun  En güzel yerinde değişen ufkumuzun  Yaşayalım, eskiden duyduğumuz masalı Zamanlar kalleş şimdi, herşey artık bir oyun  Manzaralar hüzünlü insanlar ağlamaklı  Bir akşam getir bana, gizlice ve en saklı  Saatleri birer birer dudaklarında sun   Günler; şimdi kırık bir cam parçası, boyalı  Gel dinle, telleri ses vermiyor ruhumuzun  Biz bu şehirin gürültüsünde kaybolalı Ümit Yaşar OĞUZCANAkbük/Didim 10
 
 
 
            
        
          
        
          
        
Yolcu bir mağaraya uğrar  Ve olaylar başlar   Kuzey ışığı, doğu rüzgarı  Güney denizleri  Günbatımı  Yasemin, zakkum, kara manolya  Başımızı koyduğumuz yılan yastığı  Efsane, zehirden sonra başlıyor   Ey içinden geçtiğim ateş  Yıkandığım su  İncinmiş sisler içinde kalbimin doğusu  Bakımsız yüzyıllardan sonra  On binlerin dönüşünü akan  Geri çağrılmış ırmaklar  Her gün gizleriyle bakıştığımız eski uygarlıklar  Kadar yabancı  Gündeliğin karanlık uğultusu  Efsanesi içimizi yakan  Yılan yastığı  Güneşin akşam dualarını söylediği mezralarda  Her şey dünyanın yaradılışına benziyor  Doğu rüzgarları ağzında zehirli yaprakları  Esiyor esiyor   Mağarada ejderha uyanıyor  Yedi uyku uyumuş yolcu  Yılan yastığı terliyorMurathan MUNGANFotoğraf: Bozbük/10