"............ bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi"
Sâf ü râkit... Hani akşamki tegayyür heyecân? Bir çocuk rûhu kadar pür-nisyân, Bir çocuk rûhu kadar şimdi münevver, lekesiz, Uyuyor mâi deniz. Ben bütün bir gecelik cûş-i ahzânımla, O hayâlât-ı pêrişânımla
Müteşekki, lâim, Karşıdan safvet-i mahmûrunu seyretmedeyim... Yok, bulandırmasın âlûde-i zulmet bu nazar Rûh-i mâsûmunu, ey mâi deniz; Âh, lâkin ne zarar; Ben bu gözlerle mükedder, âciz Sana baktıkça teselli bulurum, aldanırım, Mâi bir göz elem-i kalbime ağlar sanırım...
"........... Eğilip bir taş alıyorum yerden, fırlatıyorum denize Ufacık bir gülüş geçiyor suyun üzerinden Bir çocuğun gülüşü gibi Aşkların, nice aşklarin ayrılık günü gibi Bir sokağın ucunda kaybolup solan Daha çok solan, aşkların solgunluğu suyun üzerinde Korularda yoğun bir erguvan sisi. ............."