28 Aralık 2009 Pazartesi
11 Aralık 2009 Cuma
KARDA İZLER
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Bir uçurum kıyısında vursunlar beni ki dünya
Uğuldayıp duran bir uçurum değil miydi zaten
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Adımı yazıyorum kar üstüne ve ıslığını çığlık
Gibi incelterek yetişiyor ardımdaki tipi bana
Siliyor adımı bir dal kırarak çam ormanından
Geçmişim kar sessizliğiyle özetleniyor artık
Anılarım buz tutmuştur aşklarım kar yangını
Ömrüm parmak uçlarımda eriyen bir kar tanesi
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Kar yağıyorken milyon bekerel hüzün yağıyordur
Derim ki kar ve hüzün bir aşkın seyir defteridir
Yolculuklar ve ayrılıklarla anlatılabilir ancak
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Bir uçurum kıyısında vursunlar beni,vursunlar
Bir kahkahayla çekip giderim karlı ovalardan
Şairler vurulmalıdır,hayat yakışmıyor onlara...
Ahmet TELLİ
Fotoğraf: Ankara/Çankaya 07
8 Aralık 2009 Salı
BİR YILIN SON GÜNLERİ
4 Aralık 2009 Cuma
BİR GÜN MUTLAKA
".........
Ey gök! Senin altında sessizce yatardım, ey pırıl pırıl tarlalar
Ne yapsam... Ne yapsam... Dekart oluyorum sonradan...
Sakallarım uzuyor, ben bu kızı seviyorum, ufak bir yürüyüş
Çankaya'ya
Bir pazar, güneşli bir pazar, nasıl coşuyor yüreğim, nasıl karışıyorum insanlara
Bir çocuk bakıyor pencereden, hülyalı kocaman gözlü nefis bir çocuk
Lermontov'un çocukluk fotoğraflarına benzeyen kardeşi bakıyor sonra
Ben şiir yazıyorum daktiloda, gazeteleri merak ediyorum,
Kuş sesleri geliyor kulağıma
Ben mütevazı bir şairim, sevgilim, her şey coşkulandırıyor beni
..........."
Ataol BEHRAMOĞLU
Fotoğraf: Ankara Kalesi 07
3 Aralık 2009 Perşembe
ÇAMAŞIR
2 Aralık 2009 Çarşamba
SİTEM
29 Kasım 2009 Pazar
DALLARI BASTI KİRAZ
28 Kasım 2009 Cumartesi
KAVAKLAR
Ah kavaklar ah kavaklar
Bedenim üşür yüreğim sızlar
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular
Orda kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki
Hala hala durmadan kanar
Ah kavaklar ah kavaklar
Acı düştü peşime
Ah kavaklar ah kavaklar
Ardımdan ıslık çalar
Metin ALTIOK
Fotoğraf: Uşak yakınları 07
Bedenim üşür yüreğim sızlar
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular
Orda kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki
Hala hala durmadan kanar
Ah kavaklar ah kavaklar
Acı düştü peşime
Ah kavaklar ah kavaklar
Ardımdan ıslık çalar
Metin ALTIOK
Fotoğraf: Uşak yakınları 07
YEŞİL BAŞLI GÖVEL ÖRDEK
26 Kasım 2009 Perşembe
24 Kasım 2009 Salı
SABAHIN ÇAĞRISI
23 Kasım 2009 Pazartesi
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİNİ DİYORUM
"........
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
.........."
Ceyhun Atıf KANSU
Tüm öğretmenlere sevgi ve minnetle...
22 Kasım 2009 Pazar
MAİ DENİZ
21 Kasım 2009 Cumartesi
AĞIR ABİ
20 Kasım 2009 Cuma
ÇOCUK VE HÜZÜN
19 Kasım 2009 Perşembe
KUZEYDEKİ PENCERE
kokladığın gülün kokusu kalmış sende
baktığın denizin tuzu
geçtiğin iklimlerin masalı sinmiş üstüne
kuzeydeki pencere açık
göçebe bin bir gece
sözcükler sökülmüş bir anıyı
ne kadar tamamlayabilirse
bir andır eski defterlerin
güneşinden vurur yüzüne
yazsam olmaz dersin
kimi zaman sırf bunun için
yazmaya değerse de
kuzeydeki pencereyi açarken
yere düşen defterden görünür:
eksik kule, yırtık nehir
sımsıkı kapatmış olsak da
bizi ürperten anıları hayatımızın
eski defter ya da kuzeydeki pencere
Murathan MUNGAN
Fotoğraf: Safranbolu/Yörük Köyü 07
18 Kasım 2009 Çarşamba
KAPI
BEKLEMEK
17 Kasım 2009 Salı
16 Kasım 2009 Pazartesi
DUT AĞACI
15 Kasım 2009 Pazar
ÇOCUKLARDIK
14 Kasım 2009 Cumartesi
BEKLE BİZİ İSTANBUL
13 Kasım 2009 Cuma
İSTANBUL
12 Kasım 2009 Perşembe
ÇİÇEK SENFONİSİ
10 Kasım 2009 Salı
EVİN HALLERİ
Evin yalın hali
İster cüce, ister dev
Camlarında perde yok
Bomboş ev.
Evin -i hali, sabah
Geciktiniz haydi!
Uykuların tatlandığı sularda
Bıracaksınız evi.
Evin -e hali, gün boyu,
Ha gayret emektar deve!
Sırtınızda yılların yorgunluğu
Akşam erkenden eve.
Evin -de hali, saadet
Isınmak ocaktaki alevde
Sönmüş yıldızlara karşı
Işıklar varsa evde.
Evin -den hali, uzaksınız
Hattâ içinde yaşarken
Aşkların, ölümlerin omzunda
Ayrılmak varken evden.
Behçet NECATİGİL
Ankara, Hamamönü evleri (Tıklayın büyüsün)
9 Kasım 2009 Pazartesi
KASIMPATI
Kasımpatı, seni çok düşünmüştüm dalımdayken
kuşların uykusuna dağılan yaprakları
bir gün ayılacak olmanın korkusunu,
ayrılacak olmanın, bunu bir de
o piyanonun sesini nasıl unuturum, yakamda eylül
uğultu yağmurları, yangın tarihleri ezberlemiş adamları
solduğum tarifelerde beni bul, yakamda eylül
celplerde adım geçmiyor, aşk mektuplarında
tutanaklarda, davetiyelerde... rüzgârda adım geçmiyor
fotoğraflarda yaşlanıyorn annem, babam nerde
nerde ayıldıydım, uyandığım nerde, ilk ses kimden geldi
kim uydu suya akıp giderek dupduru en önce
bunu bir de
..........
Onur CAYMAZ
kuşların uykusuna dağılan yaprakları
bir gün ayılacak olmanın korkusunu,
ayrılacak olmanın, bunu bir de
o piyanonun sesini nasıl unuturum, yakamda eylül
uğultu yağmurları, yangın tarihleri ezberlemiş adamları
solduğum tarifelerde beni bul, yakamda eylül
celplerde adım geçmiyor, aşk mektuplarında
tutanaklarda, davetiyelerde... rüzgârda adım geçmiyor
fotoğraflarda yaşlanıyorn annem, babam nerde
nerde ayıldıydım, uyandığım nerde, ilk ses kimden geldi
kim uydu suya akıp giderek dupduru en önce
bunu bir de
..........
Onur CAYMAZ
YABAN GÜLÜ
".....
Böyle sığ hayallerle oyalanmak yerine
Kısacık bir zaman olmalıydı elimde
Turfanda meyva gibi bir zaman
Yollar yollar kateden tadı ve ekşiliği
Geçerek erguvanların dönemecinden
Leylakların dörtyol ağzından
Yapıştırıncaya dek beni dudaklarına
Acının dudaklarına ve geçmişin
Bir yaban gülü yaprağı gibi beni
Ama ne gezer.
....."
Edip Cansever/Ben Ruhi Bey Nasılım?
Kısacık bir zaman olmalıydı elimde
Turfanda meyva gibi bir zaman
Yollar yollar kateden tadı ve ekşiliği
Geçerek erguvanların dönemecinden
Leylakların dörtyol ağzından
Yapıştırıncaya dek beni dudaklarına
Acının dudaklarına ve geçmişin
Bir yaban gülü yaprağı gibi beni
Ama ne gezer.
....."
Edip Cansever/Ben Ruhi Bey Nasılım?
SONBAHAR
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)